in its entirety

  1. bütünü ile, tümüyle, tamamen, eksiksiz, noksansız (olarak).
    to fulfill an order in its entirety: DEVAMINI OKU
    bir emri eksiksiz yerine getirmek. GİZLE
bütünüyle uygulamak Fiil
bir sorunu bütünüyle ele almak Fiil
bir hikâyeyi baştan sona anlatmak Fiil
bu tüzük üye devletlerde bütünüyle bağlayıcıdır ve doğrudan uygulanır.
bu Tüzük Üye Devletlerde bütünüyle bağlayıcıdır ve doğrudan uygulanır
 
 
Bize Ulaşın
Geri-bildirimde bulunun